Aşkı anlatan mektupnameler

Günümüze kadar yazılmış en güzel aşk mektupları, gerçek, yaşanmış ve hala içinde o naif duygu barındıran sözcükler...

Mektup etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Mektup etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

15 Mart 2014 Cumartesi

ESMİRA

ESMİRA Hoş geldin dünyamıza. Adın gibi güzel, bahtın da güzel olsun. Sen bir zümrüt taşı, yaşamın boyunca ışıl ışıl parılda herkese. Mutlu ol, mutluluk yansıt çevrene. Hoş geldin hayatımıza.   Esmira, adının anlamı gibi, refah ve zenginlik içinde yaşa, her yönüyle zengin ol. Başarı, sevgi ve yaşama sevinci hayatında hep olsun. Güçlü ol, fiziksel, duygusal ve ruhsal dengeleyici ol, hep ol. Zümrüt ol. Hoş geldin yaşama. Adın,...

13 Mart 2014 Perşembe

NİHAN'A MEKTUP

HALA OLDUM “Müjde hala oldun” Sene 1980. Akşamüzeri postacı kapımızı çaldığında, “telgrafınız var” dediğinde,”hala” olma müjdesini alacağımı tahmin etmiştim zaten, ama telgrafta kız mı erkek mi olduğu veya hiç olmazsa bebeğe verilen bir ad bile yazmıyordu. Telgrafı çeken amcandı, hoş baban da çekse eminim aynı espriyi yapardı. Arkadaşıma çığlık atarak sarıldım, hala oldum, hala oldum diye inlettim ortalığı,...

13 Aralık 2013 Cuma

Sana Mektubum VAR,EMİNE'M

Sevgili Emine'm Kar yağıyor, karşımdaki park beyaz ve yeşil karışımı renklere bürünmüş. Görünce Bursa’da ki talebe evimizin mutfağının pencerelerine kadar gelen çam ağaçları aklıma geldi. Mutfağımız en soğuk yerdi ama senin yaptığın ve hayatta hiç kimseden o tatta içmediğim çayın buharı kaplardı minik pencerelerimizi. Hava soğuk, evimiz soğuk, paylaştığımız tek odamızda sobayı yakmak için  uğraşılarımızda bazen ağlayacak...

5 Aralık 2013 Perşembe

Tembelliğe Mektup

Canım  Mine'm Günlerdir beni yazmaya teşvik ediyorsun, köşeye çekilmiş tembelliğimi uyandırmayı başardın. Oysa tembellik sanatı hakkında epeyce yol almıştım! Hiç üşenmedim, oturdum en sevdiğimi yazdım. Hatta bu konuda alfabe bile oluşturmaya başladım. Tembellik. Bugün iş yok… Keyif zamanı. Yüzümü bile yıkamadan çayı demlemeye gidiyorum. Mükellef bir sofra hazırlamalıyım kendime. Zararlı kahvaltı edeceğim işte… Sucuklu yumurta,...

29 Ağustos 2013 Perşembe

Anılara mektup

Sinan’a Anılardan “an” karesi…            Yoksun.  Sana anlatacaklarım birikti, bir telefon açıp “nasılsın, iyi mi sin?” diye sorsam, sen bana “ben iyiyim, sen nasılsın?” deyip her zamanki şakalarımızı yapsak, aynı anda “o zaman mesele yok” deyip telefonu kapatsak. Hep böyleydik, sonra tekrar telefon açar uzun uzun konuşurduk. Şimdi sana açsam,"yıllar geçiyor yokluğunda, yok olmak ne ki?" diye sorsam,...

31 Temmuz 2013 Çarşamba

ABLAMA NOSTALJİ

   NOSTALJİ MEKTUPLARI       Sevgili Ablacığım              Uzun zamandır sana mektup yazmadım, sende bana yazmadın ya neyse. Hatırla bakalım, en son mektuplaşmamız ne zaman olmuş… Baktığım mektupların arasında, 1985 yılına ait var.  Eski mektuplara baktım geçenlerde, her satırda hoş anılar tekrarlandı.         Unutulanlarda ise “aaa, böyle miydi?"...

29 Temmuz 2013 Pazartesi

KIZIMA MEKTUPLAR

İKİ MEKTUP Hayallerinin peşinde koşan kızım "Fuji dağının tepesinde güneşin doğuşunu seyredeceğim” dedin ve seyrettin. BULUTLARIN ÜSTÜNDE Düşünüyorum da hayallerin sonu yok… Hayallerin gerçekleşmesi için uğraşmak, dilediğin gibi yaşama hakkına sahip olmanın ve yaşamını kendin yönetebilmenin sonucu olsa gerek. UFUK Aslında gördüğün çizgiden daima daha ileriye baktığında çizginin sınırlarının olmadığını fark etmendir. Bizler, arzularımızla...

10 Temmuz 2013 Çarşamba

SEVGİLİ OKAY'IMIZA MEKTUBUMDUR.

Sevgili Okay, http://merakli-kedi-yazarlik.blogspot.com Umarım iyisindir,artık senin takipçin olarak, haber almadığımız zaman endişelenebiliyoruz.                                                                                  TANIŞMA  ...

2 Temmuz 2013 Salı

BULUŞTUK

Sevgili Ahmet Baybalı, sevgili Bülent Çavuşoğlu, Emeği geçen arkadaşlarım ve geceye katılan herkese, OTUZUNCU YILIMIZDA BİRLİKTE Gece sizin sayenizde… Yıllardan Bir Gece. Buluşma. Buluştuk. Farklı şehirlerden, farklı konumlardan geldik Bursa’ya. Kapıya kadar, biz yılların yaşanmış halindeydik, uzun yaşam yollarından, sadece bir geceye geldik, unvanlarımızı ve doktor kimliklerimizi eşikte bırakıp, kapıdan içeri girerken birbirimizi tanıdığımız...