Sevgili
Ahmet Baybalı, sevgili Bülent Çavuşoğlu,
Emeği geçen arkadaşlarım ve geceye katılan herkese,
Emeği geçen arkadaşlarım ve geceye katılan herkese,
![]() |
OTUZUNCU YILIMIZDA BİRLİKTE |
Gece sizin sayenizde…
Yıllardan Bir Gece.
Buluşma.
Buluştuk. Farklı
şehirlerden, farklı konumlardan geldik Bursa’ya.
Kapıya kadar, biz yılların
yaşanmış halindeydik, uzun yaşam yollarından, sadece bir geceye geldik, unvanlarımızı
ve doktor kimliklerimizi eşikte bırakıp, kapıdan içeri girerken birbirimizi
tanıdığımız gençlik halimize dönüverdik. Başparmaklarımızla “sen şusun, işte
hatırladım “ işaretlerinden, kucaklaşmaya, seslerimiz çığlık şeklini almaya
başladı.
Hiç değişmemiştik. Ne
saçlarımız beyazlamış veya dökülmüş, ne kilolarımız artmış, ne yüzlerimiz de
yaşanmışlıklar vardı.
O gece biz, geçmişteki altı seneydik sadece.
Hayatlarımızı üç dört
kelimeyle özetledik birbirimize. Nerelerdeydik, neler yapıyorduk, nasıldık.
Gururlandık, övündük.
Hani yıllara inat,
kilolarını korumayı başaran, saçlarının şekli bile değişmemiş, sadece o
günlerden farklı daha güzelleşmiş bayan arkadaşlarımdan kimisi emekli olmuş,
yani çalışma hayatını bitirmişler, kimisi ise hala çalışmaya devam demiş. “Hem
kariyer, hem çocuk yaparım” demişiz, çocuklar büyümüş, kimisi üniversitelerde,
kimisi iş hayatında.
Gözlerimize en parıltılı
bakışları yerleştirdik, ışıl ışıldık…
Yüzümüz de neşenin en
gülme hali ve kahkahalarlaydık.
İlerleyen vakitlerde ise
bedenler genç hareketlerde, oynadık oynadık, yorgunluk nedir bilmedik, o günlerin şarkıları çalmaya başladı.
Sınıfımızın ilk babaannesi
Lale, hepimiz o kadar genciz ki Lale ne zaman babaanne oldu? Lale ve Bülent
atıldı sahneye. Bülent, birazcık göbekli eskiye nazaran ama oynamada bir numara.
Buket, Azize şarkısı ile
sahnede, tükenmemiş enerjilerle döktürüyor yine. Buket’e aynısın
dediğimizde “sokakta artık bize teyze
diyorlar” diyor. Ya bırak, yarın sabah yine teyze oluruz, biz bu gece ,on yedi
den yirmi beşe kadar olan zamanlardayız.
Işık, her zaman ışık, “Hani
o bırakıp giderken seni” ile başlayan Veda busesini söylerken sesi geçmişten
gelen sesti aslında.
Toplam kaç yuvarlak
masaydık saymadım ama sahnede herkes bir aradaydı.
Aslında herkesi teker
teker yazmalıyım, bir anı olarak kalır düşüncesindeydim ama baktım ki sayfalar
yetmeyecek vazgeçtim. Onu resimlere sakladık.
Çok güzeldik, harikaydık.
Ama en önemlisi öyle sımsıkıydık ki, bunca yıl arada olmasına rağmen biz bizdik
ya. Rekabet, sorun, düşmanlık, kırgınlık asla aramızda olmadı. Biz iş hayatını değil,
üniversite den gelen dostlardık. O gece bir kere daha anladık ki, özlemlerle
dolu yıllar geçirmişiz ve yüreklerimize koşulsuz sevgiyi yüklemişiz.
Araya yılları sığdırsak
bile, birbirimizi bulmanın zorluğunda yaşasak bile, kendi hayatlarımızı
yaşarken arkadaşlarımızın adlarını unutsak bile o gece birbirimizi artık
kaybetmek istemediğimizi anladık.
Hep o zamanlarda kalsaydık…
Geceyi bitirmek istemedik.
Geceyi bitirmek istemedik.
En olgun zamanlardayız şimdi.
Çalışmalarımız,
ürettiklerimiz belki hala devam ediyor ama daha rahatlamışız. Artık çocuklarımızın
hayat yolculuğu başlıyor. Onların destek zamanındayız.
Hayallerimizin peşinde
koştuk, yaşamı başardık. Kim bilir, ne yorgunluklar ekledik hayatımıza.
İşte o gece dur dedik
trafiğimize. Durduk.
Arkamız bakmadan biz
sadece “sınıf arkadaşlığı” na döndük.
Hepimiz birbirimizi ne
kadar özlediğimizi de anladık.
Hepimiz artık “o gün” ’ün
daha sık günler olmasını arzuladık.
Biz, hayatımızın bundan
sonraki zamanlarında, hiç yaşlanmamış ruhlarımızı buluşturmaya devam edelim
diyoruz.
Hep aynı kalalım.
Sevgilerimle
Teşekkürler, bizleri bir araya getirdiğiniz için, gençliğimize döndürdüğünüz için.
Onuncu ve yirminci yılda
da, emeği geçen arkadaşlarımıza teşekkürü borç bilirim.
MEKTUBUNUZ VAR
29/06/2013
ANISINA
0 yorum :
Yorum Gönder