2 Temmuz 2013 Salı

BULUŞTUK


Sevgili Ahmet Baybalı, sevgili Bülent Çavuşoğlu,
Emeği geçen arkadaşlarım ve geceye katılan herkese,

OTUZUNCU YILIMIZDA BİRLİKTE
Gece sizin sayenizde…

Yıllardan Bir Gece.

Buluşma.
Buluştuk. Farklı şehirlerden, farklı konumlardan geldik Bursa’ya.
Kapıya kadar, biz yılların yaşanmış halindeydik, uzun yaşam yollarından, sadece bir geceye geldik, unvanlarımızı ve doktor kimliklerimizi eşikte bırakıp, kapıdan içeri girerken birbirimizi tanıdığımız gençlik halimize dönüverdik. Başparmaklarımızla “sen şusun, işte hatırladım “ işaretlerinden, kucaklaşmaya, seslerimiz çığlık şeklini almaya başladı.
Hiç değişmemiştik. Ne saçlarımız beyazlamış veya dökülmüş, ne kilolarımız artmış, ne yüzlerimiz de yaşanmışlıklar vardı.

O gece biz, geçmişteki altı seneydik sadece.
Hayatlarımızı üç dört kelimeyle özetledik birbirimize. Nerelerdeydik, neler yapıyorduk, nasıldık. Gururlandık, övündük.
Hani yıllara inat, kilolarını korumayı başaran, saçlarının şekli bile değişmemiş, sadece o günlerden farklı daha güzelleşmiş bayan arkadaşlarımdan kimisi emekli olmuş, yani çalışma hayatını bitirmişler, kimisi ise hala çalışmaya devam demiş. “Hem kariyer, hem çocuk yaparım” demişiz, çocuklar büyümüş, kimisi üniversitelerde, kimisi iş hayatında.
Gözlerimize en parıltılı bakışları yerleştirdik, ışıl ışıldık…
Yüzümüz de neşenin en gülme hali ve kahkahalarlaydık.
İlerleyen vakitlerde ise bedenler genç hareketlerde, oynadık oynadık, yorgunluk nedir bilmedik, o günlerin şarkıları çalmaya başladı.
Sınıfımızın ilk babaannesi Lale, hepimiz o kadar genciz ki Lale ne zaman babaanne oldu? Lale ve Bülent atıldı sahneye. Bülent, birazcık göbekli eskiye nazaran ama oynamada bir numara.

Buket, Azize şarkısı ile sahnede, tükenmemiş enerjilerle döktürüyor yine. Buket’e aynısın dediğimizde  “sokakta artık bize teyze diyorlar” diyor. Ya bırak, yarın sabah yine teyze oluruz, biz bu gece ,on yedi den yirmi beşe kadar olan zamanlardayız.

Işık, her zaman ışık, “Hani o bırakıp giderken seni” ile başlayan Veda busesini söylerken sesi geçmişten gelen sesti aslında.
Toplam kaç yuvarlak masaydık saymadım ama sahnede herkes bir aradaydı.
Aslında herkesi teker teker yazmalıyım, bir anı olarak kalır düşüncesindeydim ama baktım ki sayfalar yetmeyecek vazgeçtim. Onu resimlere sakladık.
Çok güzeldik, harikaydık. Ama en önemlisi öyle sımsıkıydık ki, bunca yıl arada olmasına rağmen biz bizdik ya. Rekabet, sorun, düşmanlık, kırgınlık asla aramızda olmadı. Biz iş hayatını değil, üniversite den gelen dostlardık. O gece bir kere daha anladık ki, özlemlerle dolu yıllar geçirmişiz ve yüreklerimize koşulsuz sevgiyi yüklemişiz.
Araya yılları sığdırsak bile, birbirimizi bulmanın zorluğunda yaşasak bile, kendi hayatlarımızı yaşarken arkadaşlarımızın adlarını unutsak bile o gece birbirimizi artık kaybetmek istemediğimizi anladık.
Hep o zamanlarda kalsaydık…
Geceyi bitirmek istemedik.

En olgun zamanlardayız şimdi.
Çalışmalarımız, ürettiklerimiz belki hala devam ediyor ama daha rahatlamışız. Artık çocuklarımızın hayat yolculuğu başlıyor. Onların destek zamanındayız.
Hayallerimizin peşinde koştuk, yaşamı başardık. Kim bilir, ne yorgunluklar ekledik hayatımıza.
İşte o gece dur dedik trafiğimize. Durduk.
Arkamız bakmadan biz sadece  “sınıf arkadaşlığı” na döndük.
Hepimiz birbirimizi ne kadar özlediğimizi de anladık.
Hepimiz artık “o gün” ’ün daha sık günler olmasını arzuladık.
Biz, hayatımızın bundan sonraki zamanlarında, hiç yaşlanmamış ruhlarımızı buluşturmaya devam edelim diyoruz.

Hep aynı kalalım.
Sevgilerimle

Teşekkürler, bizleri bir araya getirdiğiniz için, gençliğimize döndürdüğünüz  için.
Onuncu ve yirminci yılda da, emeği geçen arkadaşlarımıza  teşekkürü borç  bilirim.
                                                                   

                                                                                          MEKTUBUNUZ VAR

                                                                     29/06/2013
                                                                                             ANISINA

0 yorum :

Yorum Gönder